Gelin Kaynana

GELİN- KAYNANA

Dünya kurulalı beri gelinlerin kaynanalarla yıldızı hiç barışmamıştır. Neyi bölüşemedikleride hala anlaşılmış değildir. Kaynana sözünü duyan gelinin

İlk sözü

-Garartısı galksın

-Ömrü kesilsin

-Ganı altına ahsın

-Ciğerine bit düşsün

-Gaynanalar ayında gitsin. Olur.

Kaynana gelin sürtüşmelerinden doğan türküleşmiş beyitler bile vardır.

Hatta henüz evlenmemiş gelin adaylarının bile oğlan tarafına söylediği düzmeler mevcuttur. Mesela bir örnek vereyim.

Gaynana gara darak, başıma batar,

Görümcem köpek gapıda yatar,

Gaynım gül ağacı bahçede biter,

Nişanlım Memet burnumda tüter.

Günümüzde kalmamış olsada yıllardan beri böyle hikayeler çok anlatılmıştır.Yeri gelmişken benim belleğimde kalan bir olayı sizlere aktarayım.

Bir delikanlı evlenmeyi düşündüğü bir kızı denemek için bir senaryo hazırlar.Kıza der ki;

-Seninle evlenmek istiyorum yalnız benim bir annem var.

-Öylemi?

-Evet hemde yatalak

-YaaaÂ…
-Yaa..Ama sen onun hiçbir şeyine karışmayacak, hiçbir işini yapmayacaksın. O ölene kadar herşeyiyle ben ilgileneceğim.

Gız gaynana lafını duyuncu tuyleri diken diken olmuş ve mevzuyu kapatmak için

-He- hıh der.

Derken evlenirler.İlk gün delikanlı evindeki bir odanın kapısının kilidini açar.Ve içeriye seslenir.

-Anneciğim buğün nasılsın?Bir arzun isteğin var mı?İçeriden hiçbir ses gelmez.Ama o konuşmasına devam ederek.Ben gidiyom.Öğlene gelir yimeğini yidiririm.Ve kapıyı kilitler, eşine de

-Annemi yok say. Sen kendi işlerine bak.Ben gelir ilgilenirim.haydi Hoşça kal

der gider.Gelinin cinleri tepesindedir.Çünkü içerde gaynana vardır.

Halbuki tek başına olsa ne iyi olacaktı.Ama olmadı.Öğle olur delikanlı elinde bir paketle gelir.Haydi hanım sen sofrayı kur bende şu aldığım kebapların birini anneme yedirip geleyim.Gelin sofrayı hazırlarken delikanlı içeriye girer ve sesli sesli konuşur.

-Nasılsın anneciğim,sanırım bugün daha iyisin?Önceki gün aldıklarımı da yememişsin.Neden yemiyorsun? Hadi anneciğim hatırım için bir iki lokma al der.

Demesine der de; içerde kimseler yok ki cevaplasın. Odadan çıkar kapıyı kilitler.Ve elindeki paketi masaya bırakarak

– Hanım, nedense annemin bugünlerde iştahı yok. Ne yiyiyo ne içiyo,ne yapacaksak.

Gelin hiçbirşey söylemez ama içinden, geberir inşallah diye geçirir.

Günler böyle sürüp giderken,gelin bazen kaynanası var sandığı kapıyı dinler.Ama çıt yok,İnşallah ölmüştür diye düşünür.

Oldukça rahatsızdır. Hep tedirginlik duyar.Canının sıkıntısı yüzüne yansır.Akşam delikanlı eşinin üzgünlünü farkeder.

-Hayrola karıcığım canın birşeye mi sıkıldı?Moralin bozulmuş gibi, gelin hışımla

-Evet, hem de çok bozuk.Çünkü annen olacak akşama kadar ofladı, pufladı.Bir saniye olsun inlemesi kesilmedi.Bıktım usandım.Evlenmez oluydum da ölüm evleniydi.Akılsız gafam.ne varıdı gaynanalı eve gelin gelecek.Diye söylenirken delikanlı

-Bak hanım annem olmasa ben olmazdım.Aşkımız olmazdı,evlenemezdik.Şimdide bu evde olamazdık.Çünkü babam yoktu.

Tüm bu güzellikler annemin sayesinde oldu.Dese de, gelinin suratı sirke satmaktatır.Nihayet kilitli odanın kapısını açar. Gelini elinden tutup odaya getirir.

-Ben sadece seni denemiştim. Odada hiç kimse yok.Görüyorsun.

olmayan, yüzünü bile görmediğin anneme böyle davranıyorsunda olsa napardın bu dayranış senin geçimsizliğini gösterir. O halde ilerde sen benimlede geçinemezsin. Ben de seninle aynı çatı altında yaşayamam der.Herhalde kendi suçlarının yüzünden eşine hasret kalan gelinlerin türküsüdür şu söylenenler.

Burada bir kaynana gelin atışmasını modelliyelim

Gelin:

Gaynanayı nitmeli

Gaynar gazana atmalı

Yandım gelin dedikçe,

Altına odun atmalı.

Kaynana:

Eli elcekli gelin

Kolu kolçaklı gelin

O oğlanı ben doğurdum,

Gilemada bacaklı gelin.

Gelin :

Çarşıda hedik gaynana

Dişleri gedik gaynana,

Oğlun çerez getirdi,

Sensiz yedik gaynana

Kaynana:

Çok söylersin yalanı,

Gez dolanı dolanı,

Ben sana mı doğurdum

Aslan gibi oğlanı.

Gelin:

Yumurtanın sarısı,

Yere düştü yarısı,

Küllükte bir it ölmüş.

Kaynanama darısı.

Kaynana:

Duluğu sirkeliyi,

Kulağı küpeliyi

Gelin diye almıştık.

Senin gibi deliyi.

Gelin :

Gözlerin şası baksın

Ganın altına aksın

Dilerimki mevladan

Öylene ölün çıksın.

Aynı çatı altın da yaşayan Anne ve kızı (gelini) yıllardır birileri dizelerle kaygalı gibi göstermişti.Bundan sonra da gençler bu Türkü sözlerine,benim sözlerimi ekleyerek arada ki (varsa) buzu eritmelidirler diye düşünür, Ve derim ki;

Kaynana :

Kulak ver gel, çağrıma

Sözün gitti ağrıma,

Seni evladım diye,

Basmadımmı bağrıma.

Gelin :

Şeytana uymuşum say,

Ne dersen de, hep hay haya…

Özür dilerim anne,

Sen cahilliğime say.

Kaynana:

Hem edâm,hem nazımsın,

İnan iki gözümsün,

Acık ökelendidim.

Gelin değil, gızımsın.

Böylelikle olay tatlıya bağlanmış olur.

 

 

kaynak: Ekrem KATI